SPRİNTTE GEREKLİ OLAN NİTELİKLERİN FİZYOLOJİK

ANALİZİ

 

 

Rene LACOUR                                                                                                           Çeviren: Çiğdem KALMIŞ

"Sprintte gerekli olan niteliklerin, kas gruplarının biyomekanik ve metabolik özellikle­ri ile motor kontrolleri göz önünde bulundurularak bir analizi yapılır. Bu üç faktör detaylı bir şekilde incelenir.

9 haftadan fazla bir sürede, 9 öğrenciyle gerçekleştirilen bir bisiklet ergometrisi de­neyi, bu üç faktörü değerlendirmede önemli bir takım sonuçlar sağlamaktadır."

Sprint olaylarındaki performans bir takım farklı nitelikler gerektirir. Yapılan çalışma, bu niteliklerden bir kaçını analiz etmemizi sağlayacaktır.

1.    Lokomosyon(hareket) ile ilgili kas gruplarının biyomekanik nitelikleri

2.    Bu kas gruplarının metabolik özellikleri

3.    Kas gruplarının motor kontrolle

BİYOMEKANİK NİTELİKLER

Bir kasın maksimum uzunluğunun izotonik ve izometrik ortamlarda nasıl ölçüldüğü­nü hepimiz uzun zamandır bilmekteyiz. Şimdilerde uzunluk, hız ve lokomasyon ie ilgili kol ve bacak kas gruplarının sağladığı güç arasındaki ilişkiyi araştırmanın en kolay yolu bisiklet ergometridir. Hareketlerin farklılığına rağmen, elde edilen bulgular koşu olatların analiz etmede kullanılabilir. Patlayıcı hareket işlemi süresince yapılan ölçümlerin hiçbir yararı yoktur. Kinetik enerjinin kullanımı hesaba katılmalıdır.

Prensip, 20 yıldan daha fazla bir süre önce H.Lakomy tarafından danada geliştirildi. Fakat ölçüm alımlarının yokluğu yüzünden, uygulama zor bir hale geldi. Günümüzde ve­ri toplama-yükleme ve basit hesaplama sistemini kullanıyoruz. Bu sistemler bize teker­leğin her dönüşü için yüzlerce ölçü almamızı ve böylece kesin bilgiler elde etmemizi sağ­lıyor. Yapılan hareketle kıyaslandığında, elde edilen bulguların bir değerinin olabilmesi için, bulgular tekrar gruplara ayrılır ve pedalın her dönüşü için ortalama bir değer alınır.

Maksimum hızlanmanın 4-6 saniyelik süresinde, kol ve bacak kaslarının sağladığı güç üretiminin temel mekanik özellikleri ortaya çıkar:

* Maksimum güç (Pmax)

* Bu güçle gerçekleşen hareketin hızı; optimal güç(Vopt)

Şu da not edilmelidir ki; tekerin hareketsizliği(interia) hesaba katılırken, bu hareket­sizliğe rağmen yada harekete karşı olan sürtünme kuvvetine rağmen, Pmax ve Vopt de­ğerleri aynı kalır, örneğin, 8 kg ağırlığında tekerleği olan bir Monark bisiklet ergometrisi kullanan, oldukça iyi eğitilmiş bireyler, 25-75 kg'lık etkileri olan sürtünme kuvvetleri için aynı değerleri üretirler. Basit olarak, sürtünme kuvveti arttıkça maksimum güce ulaşmak gittikçe zorlaşacaktır.

Kişiden kişiye göre maksimum güce ulaşmak farklıdır. Örneğin, uluslararası yarışlar­da, maraton veya uzun mesafe koşucuları için bu 8 watt/kg, sprinterler için 18-20watt/kg'dır. Orta mesafe koşucuları ise ortalama bir değer sunarlar(Şekil 1). Optimum hızlar, ortalama olarak, aynı atlet grupları için(sırasıyla) 100 ile 145 rpm arasındadır. Optimum hız, hızlı kasılan lifler tarafından yeri alınan kasların yüzey büyüklüğü ile yakından ilgilidir(r=0;84; P<0,05; n=8). Kas kompozisyonunun maksimum güç ile daka zayıf bir korelasyonu vardır. Buna karşın, Pmax ve Vopt birbirleriyle çok yakından bağlantılıdır­lar. Bölgesel ve ulusal düzeyde yapılan bir dizi disipline katılan çeşitli nitelikteki bireyler­den oluşmuş bir grupla, önde gelen İtalyan sprinterler arasında yapılan bir karşılaştırma göstermiştir ki; en yüksek Pmax ve Vopt değerine sprinterler ulaşmıştır.

 

Şekil 1. Vopt – Pmax İlişkisi

 

Şekil 2. Vopt’un çok düşük ve Pmaks’ın olası artışı

Ortalama 20 yaşlarında 9 öğrenci 9 hafta süren sprint geliştirme deneylerinde yer al­dı. Bu deneyde öğrenciler haftada 4 kez bir bisiklet ergometrisi üzerinde, 55 saniye din­lenme aralıklarıyla birlikte 15 maksimum hız çalışması gerçekleştirdi. Bu çalışmayla, Vopt %3'ten daha az bir gelişme gösterirken, Pmax %23 oranında artıyor (Şekil 2).

Bu verilerden yola çıkarak şu sonuçlar elde edilmiştir:

-  Maksimum gücün gelişmesi için en gerekli ve vazgeçilmez şey, hızın olabilecek en yüksek seviyede olmasıdır.

-  Bu iki niteliğin arasında, Vopt bireyin genetik özellikleri açısından daha ilgilidir.

-  Buna karşın antrenmana daha az duyarlıdır.

Görünüyor ki sprint için gerekli olan nitelikler, ancak yüksek oranda FT( fast tvvitch-hızlı kasılan) liflerine sxahip olanlarda ve bu yüksek oranı, eğitim ne olursa olsun sürdü­rebilenlerde görülebilir. Not edilmelidir ki; gerçekte, bunlar, kasın metabolik niteliklerini geliştiren ve bir dizi ağır miyosinin yavaş izoformlarıdır.

KASIN METABOLİK ÖZELLİKLERİ                                                   

Kas biyopsisi uygulamasını zorunlu kıldığı için, birinci sınıf sprinterlerdeki metabolik nitelikleri inceleyen çalışmalar az sayıda yapıldı. Bu nedeni araştırmacı, her zamanki sprint eğitiminden elde ettiği verileri kullanmak zorundadır ve bu veriler, daha sonra, bi­rinci sınıf sprinterlerden elde edilen birçok detayla karşılaştırılır.

9 hafta süreyle yapılan sprint eğitim deneyi, 5 saniye süresince ve 25 saniye aralık tarla yapılan 15 sprint koşusunda kaydedilen.dinlenme arasındaki kas kompozisyonları­nın karşılaştırılmasıyla metabolizmaya ilişkin aşağıdaki bulguları elde etmemizi sağladı:

-    Hızlı ve yavaş kasılan liflerin dağılımı değişmedi.

-    ATP 'nin yoğunluğu ne dinlenme sırasında nede egzersizlerden sonra değişmedi.

 

-  Dinlenme sırasındaki phosphocreatine(PCr)'in kaslardaki yoğunluğu değişmedi. Di­ğer tararftan egzersiz bittikten sonraki yoğunluk, rezervlerin artışının karşılığı olarak azal­dı.

-  Glikolize özellikle de phosphofructokinas(PFK)'e müdahalede bulunan enzimlerde aktivite artışı gözlendi.; bununla birlikte, sprint koşuları, antrenmandan sonra kaslarda laktat yoğunluğunun çok fazla bir orana da atmasına yol açtı. Aynı zamanda kandaki lak-tat yoğunluğunda da bir artış gözlendi. Diğer göze çarpan durum ise, klasik olarak bu 5 saniyelik sürenin anaerobic alaktik metabolizma üzerinde taleplere yol açmasıydı.

-  Sprint antrenmanları sprint koşuları süresince tüketilen oksijen miktarında artışa neden oldu.

Pist üzerinde bu verilerin doğruluğu kanıtlanabilir. 400-800m arasındaki yarışlarda, yarışın bitişinden 5-10 dk sonra ölçülen, kandaki laktat yoğunluklarının, yarış süresince sürdürülen ortalama hızla direkt olarak orantılı olduğu bulunmuştur. En yüksek değerler 400m koşularının bitiminde ölçülür. Daha sonra her litre başına 26mmol'den fazla bir de­ğere ulaşılabilir. Daha kısa yarışlardan sonra, kandaki laktat oranı hala çok yüksek olur. 200m'den sonra 18-20mmol/litre, 100m'den sonra 14-16 ve 60m'den sonra 10-13mmol/litre olarak saptanır. Bu bize anaerobik glikolizin sprint yarışlarında büyük ölçü­de yer aldığını gösterir.

60m yarışlarında da glikoliz hala enerjinin %70'ini karşılamaktadır. 200m üstü yarış­larda kandaki laktat oranı, sahip olunan hızla ilişkilendirilebilir. Öte yandan kısa mesafe koşularında herhangi bir korelasyon gözlemlenmemişin Çünkü diğer faktörler, yani me­kanik ya da teknik enerji üretiminden daha önemli bir rol oynamaktadır.

Kadınlarda ve erkeklerde kandaki laktat oranı ile hız arasındaki ilişkinin karşılaştırıl­ması bize şunu göstermiştir: Kadınlar erkeklerde aynı yoğunluğa ulaşırlar ama bunu da­ha düşük bir hızda gerçekleştirirler. Kadın-erkek arasındaki bu performans farklılığını enerji üretimiyle açıklamak yerine, randıman açısından açıklamak gerekir.

REAKTİF GÜÇ

Bosca ve Vittari tarafından önerilen tekniklerin kullanıldığı 1994 İtalya Şampiyonası­na katılan sprinterlerin üzerinde uygulanan reaktif güç ölçümleri, bize aşağıdaki gözlem­leri yapmamızı sağladı.

* Reaktif güç mesfenin uzunluğu oranında artar.(60'tan 200m'ye doğru) (Şekil 4)

*100m'den 200m'ye kadar olan aralıklarda reaktif güç arttıkça,atlet daha uzun bir sü­re en yüksek hızında kalır.

 

 

Şekil 3. Sprint hızı ve laktat

 

 

 

Şekil 4. Relatif güç ve sprint .......................................................Şekil 5. 100 m’de laktat ve reaktif güç

* 100m yarışından sonra kandaki laktat yoğunluğu artarken reaktif güçte yükselir. (Şe­kil 5).

Bu fenomenleri şu şekilde yorumlayabiliriz. Reaktif güç temas zamanında bir azalma­ya neden olur ki bu da maksimum hızın sürdürülmesine yardımcı olur. Reaktif güç , op­timum hıza yakın bir hızda kasların kısalmasını ve aynı zamanda daha fazla güç üretil­mesin sağlayacaktır.

Kaynak: Lacour R. (1996). Physiological analysis of qualities required in sprinting.  New Studies in Athletics. 11(2-3): 59-62.

Yayına Hazırlayan : Deniz Engin GÜRSES